22 Şubat 2010

ŞUBAT’I KONYA’DA NOKTALAMAK

İzmir’de son günüm ve bu akşam uçağıyla ayrılıyorum. Eve gideceğim ve Pazar gecesi tekrar yola çıkacağım. Şubat ayını Konya ile kapatacağım. Mevlana Hazretleri beni çağırmıyor, ama pervasız bir yolcu olarak Konya’ya gidiyorum. Birkaç ay önce yine Konya’daydım ve elim telefona yapışmıştı. Sürekli halamın oğlunu arıyor ve çocuğu sinir ediyordum. Yine Konya yolu bana göründü ve bu sefer sürekli halamın oğlunu sinir etmeyeceğim. Yine Mevlana’dan feyz almayacağım ve yine otel odasında kendimle kavga edeceğim ve yine Konya’nın soğuk havası beni çarpacak. Çok fazla karamsar gözüküyorum ve belki de öyleyim, ama yaşadığım yorgunluğun ve zihin bulanıklığının semeresi bu. Önümüzdeki birkaç ayı belasız atlatırsam ve nispeten daha düzenli bir hayata sahip olursam, bu deniz nispeten durulur ve başımın ağrısı geçer. Sürekli otel odalarında kalıyorum ve bu durum huzursuzluğumu tetikliyor.

2009 Şubat ayından bu yana geçen zamanı zihnimde damıttım ve ne kadar çok hedef sapması yaşadığımı gördüm. Pervasızca bir yılı harcamışım ve sıfır bakiyeyi kabullenmişim gibime geldi. Ben böyle pervasız biri değilim, ama demek ki direnememişim, müdahil olamamışım. Hani bazı gıcık avukatlar vardır ve her davaya müdahil olmayı kendilerine görev addederler ya. İşte, ben de gıcık bir avukat olmayı başaramadım ve kendi hayatıma müdahil olamadım. 2010 yılının özel bir anlamı olmasını istemiştim ve hep içimden dua ederdim: “ Ne olur 2010 farklı olsun…”. Ama gel gör ki yine bazı şeyleri değiştiremedim. Mehter yürüyüşü yapıyorum sanki. Hedefime doğru ilerliyorum, ama bir bakmışım ki gerisin geriye dönmüşüm. Mehter yürüyüşüne laf atmam çok saçma oldu. Mehter yürüyüşünde bir coşku ve anlam vardır, ama benim hayat yolunda yürüyüşüm öylesine saçma ve anlamsız ki…

Sabah arkadaşla, işe gelmeden önce konuştuk ve dedim ki: “Sen ve ben 50 yaşını bile zor görürüz; çünkü her sabah puaça, her öğlen hazır ve ağır yemek ve her akşam sağlıksız beslenme. Bu gidişle ancak 35 yaşında baba oluruz ve çocuğumuzla aramızda devasa yaş farkı olur.”. Sağlıksız ve düzensiz bir hayatın bakiyesi işte budur. Düzenli ve huzurlu bir hayat istiyorum, ama yetişemiyorum bu emelin elimden hızla kaçmasına. Dünyanın malında gözüm yok, fakat düzenli ve huzurlu bir hayat istiyorum. 2008, 2009 geçti ve 2010 hızla geçiyor. 2011 beni anlayacak mı? Vesselam.

Hiç yorum yok: