11 Kasım 2010

KIŞI YAŞARKEN BENDEN YAZIYA DÜŞENLER

Bu yıla ait son yazıdır. Kasım ve Aralık aylarından satırlar içermektedir. Evet, verimsiz 2010 yılı bitmek üzere. Umarım ki 2011 farklı olacak. Cennetten gelen esintiler üfül üfül esiyor.

-31/12/2010
Yılın son günü ve sımsıcak bir hava var. Cuma namazını caminin bahçesinde kıldım ve yüzüme kış güneşi çarptı. Sağlıklı bir insan olduğum için bir defa daha şükrediyorum. Güneşli bir gün ve aciz bir kulun yönelişi...

Dün akşam eve dönerken, otobüste yüreğim öyle burkuldu ki... Nedenine gelince, seyyar tablasını zorlukla iteklemeye çalışan yaşlı bir amca ve satmayı umduğu birkaç kilo elma... Ak sakallarına ve yorgun yürüyüşlerine hüzün serpilmiş yaşlı bir amca... Zevk içinde yaşayan bizler ve sefaletle mücadele eden ötekiler...

Yeni yılın hepimize hayırlı ve bereketli olmasını dileyip bu yılı kapatıyorum. Güzel bir şiir eklemek istiyorum. Cemal Süreyya şiiri...

Sizin Hiç Babanız Öldü mü?
Sizin hiç babanız öldü mü?
Benim bir kere öldü, kör oldum.
Yıkadılar, aldılar, götürdüler.
Babamdan ummazdım bunu kör oldum.
Siz hiç hamama gittiniz mi?
Ben gittim lambanın biri söndü
Gözümün biri söndü kör oldum.
Tepede bir gökyüzü vardı yuvarlak
Söylelemesine maviydi kör oldum
Taslara gelince hamam taslarına
Taslar pırıl pırıldı ayna gibiydi
Taslarda yüzümün yarısını gördüm
Bir şey gibiydi bir şey gibi kötü
Yüzümden ummazdım bunu kör oldum
Siz hiç sabunluyken ağladınız mı?

-29/12/2010
Güzel bir Çarşamba akşamını yaşarken yazıyorum. Televizyonun sesi kulağımı tırmalıyor, ama önemli değil. Eve gelirken mutluydum; çünkü "Cennnet"le hemhal oldum. Allah hepimize "Firdevs Cenneti"ni nasip etsin. Cennet ki gülen gözlerinde ve sevgi dolu sözlerinde hayatın rayihası...

Umarım ki 2011 benim, eşim, annem, yeğenlerim, yakın akrabalarım, dostlarım ve milletim için güzelliklerle dolu olur. Rabbim, sen bakışlarımızı soldurma. Rabbim, sen nefesimizden seni ve yaşantımızdan istikameti uzak tutma.



-28/12/2010
Evet, birkaç gün kaldı. Sevinsem mi, üzülsem mi, bilemiyorum. Ama 2010 bitiyor. Umarım ki güzel yıllar hepimizi bekliyordur. İnşallah hayatımda büyük değişiklikler olacak. İyi bir kul değilim, ama hepimizi yaratan yüce varlıktan merhamet bekliyorum. Bu yıl için bu kadar yeterli. Benim için zor bir yıldı, ama her kışın bir de yazı vardır. Umarım ki 2011'de selamet dolu yazılarla ve düşüncelerle burada olacağım. Çok sevdiğim bir şarkının sözlerini aşağıya ekliyorum.

ZOR AŞK
Haber saldım dört bir yana
Karanfiller susuz kalmış
Muhabbete dost aradım
Bu şehri periler sarmış

Bitip tükenmez sigaram
Ciğerim nefessiz kalmış
Herşey yalan olsa bile
En güzel aşk zor olanmış

Söyle bana güzel kadın
Her şey yerli yerinde mi
Bırakıp gittiğin gibi
Deniz mavi gök yeşil mi

Bitip tükenmez sigaram
Ciğerim nefessiz kalmış
Her şey yalan olsa bile
En güzel aşk zor olanmış



27/12/2010
Adana'da çok sıcak bir hava var. Geldim ve "Elalem"e kavuştum. Yollarda, kaldırımlarda, apartmanlarda ve gözümün değdiği her yerde "Elalem" var. Ben hastayken, üzüntülüyken, bıkmışken, azap çekerken veya umutsuzken yanımda olamayan, ama bir lafı bin etki yaratmaya hedeflenmiş olan "Elalem"... Şu nefret ettiğim "Elalem"i nerelere sürgün yollasam, bilemiyorum. Sözüm önce kendimedir, ama birkaç ayeti eklemek istiyorum:
"Ey iman edenler, zandan çok kaçının; çünkü zannın bir kısmı günahtır. Tecessüs etmeyin (birbirinizin gizli yönlerini araştırmayın). Kiminiz kiminizin gıybetini yapmasın (arkasından çekiştirmesin.) Sizden biriniz, ölü kardeşinin etini yemeyi sever mi? İşte, bundan tiksindiniz. Allah'tan korkup-sakının. Şüphesiz Allah, tevbeleri kabul edendir, çok esirgeyendir." (Hucurat Suresi, 12)
"Arkadan çekiştirip duran, kaş göz hareketleriyle alay eden kişinin vay
haline" (Hümeze Suresi, 1)

Güzel bir film tavsiye etmek istiyorum: "AV MEVSİMİ"... Gerçek hayattan kesitler taşıyan, duygu dolu ve gerçekten mevcut olan iğrençlikleri apaçık gösteren... Fazla yorum yapmama gerek yok. Ustalara saygımız sonsuzdur.



-22/12/2010
Batman'dan yazıyorum yine. Rahmetli Kerim TEKİN geldi aklıma. Uzun yıllar oldu aramızdan ayrılalı. "Haykırsam Dünyaya" ve "Karbeyaz" ne güzel şarkılardı. Şu soğuk kış günlerinde insanın içini ısıtacak ne güzel şarkılar... Hava soğuk, bedenim de üşüyor ruhum da... Ve sanki her yerde Kerim TEKİN şarkıları çalıyor...



-21/12/2010
Batman'da kuru ve soğuk bir hava var. Otelden şubeye gelirken üşümemek elde değil. Yine kahvaltı yapmadım, çünkü canım sıkıldığında kahvaltı yapamıyorum.

Birkaç gün önce "UMUT" adlı bir Türk filmi seyrettim. Bir babanın fedakarlığı... Oğlunu yaşatmak için kendi kalbini başkasına bağışlayan ve hayatından olan bir babanın dramı... UMUT'u seyretmeyi herkese tavsiye edebilirim.



Türü : Dram
Yönetmen : Murat Aslan
Senaryo : Murat Aslan
Müzik : Mazlum Çimen
Yapım yılı : 2008
Gösterim tarihi : 27 Şubat 2009
Dağıtıcı : Özen Film
Oyuncular : Zafer Algöz , Zeynep Tokuş , Fikret Hakan , Selim Erdoğan , Yılmaz Güney

-11/11/2010
Yazdan çalınan günleri yaşıyoruz, ama kış geliyor. Haftaya da kurban bayramı... Çocukluğumun güzel bayramlarını ana kıstas kabul edecek olursam, bayramdan pek bir şey anlayamıyorum, ama umarım ki nice bayramlarda nefes almak nasibimiz olur...

-04/12/2010
Bugün Kayseri'den geldim...

-08/12/2010
Kış gelemiyor. Çok sıcak bir hava var. Kendimi çok yorgun hissediyorum bu sıralar. Uyumak istiyorum, ama zaman bulamıyorum. Hayal kırıklığına ne demeli? Sabır, sabır ve yine sabır... Müşfik bir kasap ve kesilmeyi bekleyen kuzu mu? Hayır, milyon defa hayır. Kindar mıyım? Hayır, ama haksızlık karşısında susan dilsiz şeytan değil midir? Mazluma kin duymaktan utanırım, ama kafamı kıran zalimi de asla unutamam. Bu sabah yine başım ağrıyor ve yine yazdan çalınan bir hava. Bulunduğum yer sahile çok yakın. Kendimi sahile atabilsem ve denizin mavisinde kaybolabilsem. Ne olurdu kuşlar gibi göklerde süzülebilseydim, ne olurdu denizin mavisinde kendimi unutabilseydim.

Mersin'de hava çok güzel. Öğle arasında yemek yemedim, ama biraz dolaştım. Sahile inmedim, ama çarşıda dolaştım. Hediyelik eşya satan dükkanlara baktım, ama hep aynı bayat tasarımlar... Hediye kültürümüz olmadığı ne kadar da çok belli! Öğle yemeği yerine iki tane kır pidesi aldım. Aslında hamur işlerinden nefret edecek duruma geldim, ama tek başıma lokantaya gitmekten çok hoşlanmıyorum. Hava çok güzel, insanlar hep dışarıda, ama ben yine muhalifim, yine bekleyişteyim. Hayatta sadece bu an vardır. Geçmiş ölmüştür ve gelecek doğmamıştır. Bazı şeyler haktır ve başkalarının gerzekliği yüzünden en temel haklarıma sahip olamamaktan dolayı sinirleniyorum. Gerzek insanlar, gerzek bekleyişler ve gerzek düşünceler... Bu benim hayatım ve hayatımı kendim yönetmek istiyorum. Gerzekler yüzünden bekleyen, sinir olan ve günlerini tüketen ben... Gerzek insanlar, gerzek bekleyişler ve gerzek düşünceler...



İdeolojilerin her halta karışmasını anlayamıyorum. Din ve siyasi düşünce bütünüyle özel değil midir? Paranın rengi olamaz. Ama benim ülkem her alanda şaşkın değil midir? Arkadaş, patronun ve çalışanın renginden bana ne! X kurumunda namaz kılamazsın, Y kurumunda oruç bozamazsın, Z kurumunda mini etek giyemezsin, H kurumunda başını örtemezsin... Patronun ve işçinin aynı fikre sahip olmasını dilemek ve beklemek ne kadar aptalca bir uygulama değil mi? Ama burası Türkiye ve hep aynı aptalca davranışlar... Ey patronlar, sadece beynimle ve ahlakımla beni değerlendirin. Ey işçiler, patronlanızın/çalıştığınızın kurumların ideolojilerinden medet ummayın. Herkesin dini ve ideolojisi kendini ilgilendirir. Bir işçi olarak, patronlarımdan neler mi bekliyorum? Adil maaş, saygı ve kendimi geliştirebileceğim bir altyapı. Benim inancım, ideolojim ve düşüncelerim sadece beni ilgilendirir.

-10/12/2010
Mersin'de yağışlı bir hava var. Yanımda şemsiye yok ve öğlen dışarı çıktığımda ıslandım. Kar görmeyeli, taze kar üstünde yürümeyeli ve kar yağarken pencereden dışarı bakmayalı çok oldu. İçerisinde olduğum şu süreci atlatmak istiyorum. Umutsuzluk veya mutsuzluk değil, ama yorgunluk ve mutluluğu elde isteği...

-13/12/2010
Şanlıurfa'ya geldim. Gece yolda otobüs bozuldu ve saatlerce soğukta kaldık. Şimdi öğle arası ve yemeğe çıkmadım. Klima çalışıyor, ama şube buz gibi soğuk. Uykusuzum, açım ve yorgunum. Rabbime isyan etmiyorum, ama bazı konularda çözüme ihtiyacım var. Bir bölümüm cennette yaşıyor, ama benliğimin kalan bölümü ise Rabbinden merhamet bekliyor...

-14/12/2010
Şanlıurfa bugün çok soğuk ve yağmurlu. Dün gece geç uyudum ve televizyona baktım. Öğle arasında kitapçıya uğrayıp bir tane kitap alacağım. BBC'nin 20 DVD'lik "Vahşi Yaşam" belgesellerini satın aldım ve sabah kargoyla elime ulaştı. Bu beni mutlu etti. Sabah Gazetesi de 30 DVD'lik belgesel veriyor. Kuponları biriktirmeye başlayacağım. Şanlıurfa çok soğuk, ama bugün kendimi iyi hissediyorum.

-15/12/2010
Yine Şanlıurfa'dan yazıyorum. Az önce öğle yemeğinden geldim. İçli köfte ve ayran iyi bir ikili oluşturdular. Yemekten sonra biraz yürüdüm. Hava yağışsız ve rüzgarlı. Dün güzel bir kitap aldım ve bu akşam okumaya devam edeceğim. Gürkan ZENGİN tarafından kaleme alınan HOCA adlı kitap... Güzel bir kitap olduğunu düşünüyorum.