29 Eylül 2013

FACE'TEN KALANLAR

Face sayfamı anı sayfasına döndürdüm, ama yazdıklarıma kıyamayıp buraya da ekliyorum...

***

Güneş doğdu doğacak... Şimdi deniz kenarında yürümek, yorulunca kayalara oturmak ve sonra ufuk çizgisini, denizin mızmız dalgalarını ve geçen gemileri seyretmek... Hele o mızmız dalgalar kayalara çarpınca, çıkan o şahane ses var ya... Sanki içli bir hikâye veya ağıt gibi... Ve akabinde, kahvaltını denize bakarak yapmak... Sımsıcak çay, çıtır simit ve kaşar... Ve hadi, birde vapur sefası... Mesela Konak'tan Bostanlı'ya veya Kadıköy'den Büyükada'ya... Bu nasıl bir hayal ya! Adana'da yaşıyorum:)

***

Doğru söze ne hacet... Fatih Altaylı'ın Haber Türk'te bugün yazdığı yazıyı muhakkak tavsiye ediyorum. 35 yaş üstü insanların çözüm sürecinde mihenk taşı olduğunu belirtiyor. Alt yaşlarda durum vahimmiş... Bazen diyorum içimden... Ne olacaksa olsun artık. Terör ve pkk gündemden nasıl düşerse düşsün diyorum. Belki yanlışım, ama bana yar olmayan memleketi PKK'ya yar etmem, hatta dar ederim. Madem canlımıza yetmiyor memleket... Olmadı mı, hepimize mezar olarak yeter de artar bile... Canlıyken yaşayamıyorsak kuzu kuzu, yatarız dar bir kabirde. Anadolu son kaledir ve biz canlıyken asla düşmeyecektir... ANADOLU BU MİLLETİN SON KALESİDİR.!..

***

Bugün aslan sürüsünden birisi yediği kuzulardan ve kuzuların aileleri olan koyun ve koçlardan özür dilemiş bir masal dünyasında... Ölmeden önce helalleşmiş... Aferin, çok büyük ve basiretli bir aslanmış. Allah rahmet eylesin...

***

Etiketi ve kalın sırtı ve tanıdığı olanlar çoktan Üsküdar'ı geçti, ama geride mal piyadeler, kimsesizler ve teknikerler kaldı...

***

Burnu büyük olanlar var ya... O karanlık mezara girdikten en fazla birkaç ay sonra o koca burnunuz toprağa düşecek! Gereksiz tevazu bence de aptallık, ama mutedil tevazu bir erdemdir...

***

Çin'in 50 yıllığına Ukrayna'dan toprak satın alması... Bizim bazı zerzevat Çin'e ve Mao'ya bayılır, ama Çin Türk Dünyası için habis bir urdur. Doğu Türkistan Çin işgali altında inlemektedir ve kadim Türk toplumu olan Uygurlar kadim mağdurdur. Beslenmek için başka ülkelerden toprak satın alan, böcek ve kopek yiyen bu iğrenç Çinlilerin umarım soyu en kısa sürede kurur...

***

Seçimler bitene kadar, siyasi yorum yapmayacağıma söz veriyorum:) AKP, CHP, MHP ve BDP... Hepsine, haksız olduklarında, laf atıyorum ya... Gıcık olanlar olmuş bana... Bundan sonra şarkılar, türküler ve eller havada:) Ama herkese topçu kışlası, gezilecek park, kurt çiftliği ve devletçik vaadimi de yazın zihninize:)

***

Gecenin sabaha dokunan hayırlı ve güzel bir saatinde uyanmamı sağlayan olişimize cidden çok teşekkür ediyorum:) Bu saatlerin dinginliğini ve huzurumu çok seviyorum. Şehrin itibarsız ve hoyrat gürültüsü yok ne güzel. Sadece cırcır böcekleri ve uluyan köpekler...

***

Erkek dediğin az konuşmalı ve çok düşünmeli. Biraz sus be abiciğim, biraz...

***

Heybeliada Ruhban Okulu ve Rum üniversitesi... Elbette 6-7 Eylül ayıbımızdır, ama böylesine abartı adımlara karşıyım. Dış politikada mütekabiliyet esastır. Yani Batı Trakya Müslüman Türk toplumu kendilerine ait üniversite ve din eğitimi veren okul açabilir mi? Açamaz! Yunan milli eğitimi soydaşlara aynı hakları vermediği müddetçe, bizim böyle çılgın demokrat olmamız abes ve sakıncalı bir iştir.

***

Emekli olma fikri, erkekler için, bir saçmalık bence. Bayanlar için zaten en güzel meslek anne olmak ve annelere sendika ve emeklilik hakları zaten yasak, ama sağlıklı bir erkeğin emekli olmayı arzu etmesi abes ve beleş bir şey... Sağlığın yerindeyse, en azından bir sahaf aç ve huzurla geçir ahir ömrünü.

***

Sonbahar akşamlarında dolmuşla eve gitmeyi hiç sevmiyorum. Denizli 6'dayım. Acilen güzel bir helikopter iyi olurdu. Dürüstlük nereye kadar? İhale yoluyla, rüşvetle, torpille, bilmem ne zıkkımla devleti soyanlar var ya... Helikopter değil, en kallavi uçak alacak kadar zenginleştiler. Şaka bir yana, kamu malıyla şişenler en kısa zamanda balon gibi patlarlar inşallah. Artık bu memlekette vatansever gençlerin de yüzü gülmeli...

***

Memleket hasretini gideren Aksu TV'ye teşekkürler... Fıstık ezmesinden mumbara, bademli şekerden suluyağlı köfteye, ekşili çorbadan çöreğe... Hepsini ekrandan da olsa görmek güzel. Hele firik var ya... Badem ve firik:)

***

Sen kendini öven olma, yeren de... Bilgini ve tecrübeni bırak da başkaları övsün. Neden mi yazdım? "Her şeyi ben yaptım." düşüncesine sahip biriyle birkaç saat geçirdim de ondan...

***

İstanbul takımlarının maçları bence biz Anadolu insanını böyle germemeli. Daha fazla İstanbul haberi, daha fazla İstanbul'un zenginleşmesi ve Anadolu'nun fakirleşmesi demek!

***

Kalem tutan, çanta taşıyan, kitap yaprağı çeviren bu elim var ya; gerektiğinde vatanını yani namusunu korumak için silah tutar ve kurşun sıkar! Ülkemden nefret eden bütün kalleşlere duyurulur... Yıldırım Gürses üstadın "Eller Eller" şarkısı gibi...

***

Yöneticilerine ve amirlerine tereyağlı davranışlar sergileyenler, lütfen biraz çaktırmadan yapın bunu. Çok bariz belli oluyor ve görünce, sizin adınıza bizzat utanıyorum...

***

Hüseyin Sözlü Ceyhan'ı bir dünya şehri yaptı da sıra Adana'ya mı geldi? Aytaç Durak marifetiyle ve yardımıyla büyük bir köy olduğunu tescilleyen Adana'ya cidden bir kurtarıcı gerek...

***

Vergi kaçırmak adi bir suçtur. Vergi haddinin yüksek ve vergi yasalarının adaletsiz olduğundan şikayet ediyorsanız, gidin mahkemelerde hakkınızı arayın... Kazandığım her kuruş için takır takır vergi verirken, bana kimse hikaye anlatmasın. Vergi yasaları bence de adil değil, ama vergi kaçırmama bahane olamaz bu...

***

İktidar şakşakçısı değilim... Sayın Başbakanın orman çok, ama yol medeniyettir benzeri sözleri oldu. Çok yanlış... Yol yapmak için orman katledilmez. Gerekirse viyadük, yer altı tüneli vs. kullanıp, ormanları korumak zorundasınız. Bu arada belirteyim: Kanal İstanbul ve 3. havalimanı gibi projelere külliyen karşı çıkan CHP zihniyetine de karşıyım. Kalkınmaya evet, ama çevreye duyarlı projelere dayanıyorsa...

***

Geleceğin ve hatta bugünün savaşlarında uzun menzilli savaş uçakları ve füzeler en önemli konu. Yani her şey hava kuvvetlerinin güçlü olmasına bağlı. Kara kuvvetleri ağırlıklı yapılanmaya sahip kahraman Türk Ordusu'nun değerli komutanlarına duyurulur...

***

Sabah kahvaltısını Kahramanmaraş'ta Şelale Park'ta üç adet bazlama ve çayla yapınız, efendim. Bazlama dürümünde muhakkak yağlı keçi peyniri olmalı...

***

Hükümetimizin en büyük hatalarından birisi İSTANBUL sevgisini abartmasıdır. Bana diğer illere yapılan hizmetlerden veya verilen teşviklerden bahsetmeyin. En kallavi teşvik, hizmet ve yatırımlar İstanbul'a... Unutulmasın, Türkiye sadece İstanbul'dan ibaret değil...

***

Rus ruleti ünlü sayılır, ama benim ülkemde milyonlarca insan en kallavi otomatik tüfeklerle Türk ruleti oynamak zorundadır...

***

Kader nehrinde akıntıya karşı kulaç atarsanız, emin olun ki kolunuz da kırılır, umudunuz da... Siz senaryo yazmayı tasarlarken, size verilen rol bile kesinleşmiştir.

***

Bilim adamları henüz tanımlanamayan 320,000 virüs olduğunu ve çoğunun ölümcül olabileceğini belirtmişler... Azrail'e bahane gerek.

***

İnsan bir çınar gibidir eğer ruhunu kaybetmemişse... Asil, haysiyetli ve derin... Ama devrilirse, tekrardan yeşeremez. Belki birkaç tane küçük yeşil dal çıkar toprağın üstüne ürkekçe. Ve çınarlar ayakta ölür.

***

Garibanları, fakirleri, hastaları, kimsesizleri, sokakta yaşayanları, öksüzleri ve yetimleri zehirli kimyasal gazla öldüreceksin. Gazı Esad'dan alırız ve böylece Rusya ve İran bize tekrardan aşık olur. Toplumda sadece sağlam insanlar kalınca şahane olur. Ve böylece süper yeni nesil türetiriz. Hitler başaramadı bunu, ama biz yaptık mı en iyisini yaparız. Hem Hitler'in ruhuna da bir hoşluk ulaşır. Süper yeni nesil bize çağ atlatır ve muasır medeniyetler bize gıptayla bakar. Bu Mustafa da kimyasal temizlikte mevta olur, ama vatan sağ olsun. Biz gençler ölsek ne olacak sanki? Yaşamak değil, ölmek âdettir zaten bizim kültürümüzde...

***

Satış&pazarlama revaçta, ama uzmanlık gerektiren teknik işleri kim yapacak? Uzaydan adam mı ithal edeceksiniz? Tamam, muhasebe gibi klasik işler gözden düştü, ama ya gözden düşmeyenler? Ve geri dönüşler azaldığında ve bataklar çoğaldığında, sizi kurtaracak can simidi satış&pazarlama politikaları mıdır? Ve sivrisinekler varsa, kim teşhis edecek ve çözüm önerecek?

***

Ukala olmanın da bir altyapısı ve ahengi olmalı. Mesela adam Boğaziçi'ni bitirmiştir, sonra Harvard'ta yüksek lisans yapmıştır ve sonra en kallavi bir yerde işe başlamıştır... Anlarsın bu adamı ve saygı duyarsın. Ama benim gibi mütevazi bir geçmişi olanların burnu büyük olmasını anlayamıyorum. Az biraz belini kırmak gerek. Temeli olmayan ukalaya en fazla "kifayetsiz muhteris" denir. Ben mi? Mütevazi bir memur ailesinde büyümüş ve bundan gurur duyan, ukala olmaktan hoşlanmayan bir insanım işte...

***

İlla yazdırcaklar... Sabret, nereye kadar? Demokrasi herkes içindir ve bu yaşıma kadar hep demokrat oldum. Demokrat olduğum için ateist arkadaşlarım da var, muhafazakar arkadaşlarım da... Yetti zihniyetinize! Eski bir ODTÜ'lü (ODTÜ Fizik maceram) olarak yazıyorum! Utanıyorum sizin faşist tavırlarınızdan! Bir bayanın başı açık olsa size ne, kapalı olsa size ne! Artık kılıçlarımı çıkardım ve her türlü polemiğe hazırım. Demokrasi herkes içindir ve sadece "Beyaz Türkümsüler" için değildir. Evet, bunlar Türkümsü... Sorsan Yakutistan ve Tannu-Tuva neresi bilmezler, ama her ne hikmetse bunlar kendini ulusalcı sanırlar... Yeter, sizi gidi Türkümsüler!

***

Kendimi otogar ve otobüs uzmanı gibi hissettim:) Sağ olsunlar, şube aracıyla otogara bırakıldım. Gaziantep otogarı ve otobüs firmaları hakkında sorular sordum şubeci arkadaşa, ama bilemedi sorduklarımı:( Fark ettim ki birçok şehrin otogarını ve firmalarını iyi biliyorum. Bu beni çokkk mutlu etti. Vesselam:-)

***

Parti kuruluş dilekçesini verdim. Adı mı?.. DİNCİ KEMALİST SÜLEYMANCI İNÖNÜCU MAZOŞİST TÜRK SOL NURCU KOMÜNİST KÜRT LAİK DEMOKRAT PARTİ... Üye olmanız önemle rica olunur.

***

İdeolojik sataşmalara başlamama cidden az kaldı. Kalp kırmayayım diye sabır çekip durdum, ama mahallenin Nusret Babası değilim... İnadınıza Aczimendi veya Güney Amerikalı komünist veya El-Kaideci olmama ramak kaldı:)

BİR ZAMANLAR BEN DE ÖĞRENCİYDİM

Dokuz Eylül Üniversitesi, Kayseri Talas Lisesi, Kahramanmaraş Gazi Ortaokulu ve Kahramanmaraş Fatih İlkokulu... Hepsinden resim ekledim. Çok farklı görünüyor simalar, mekanlar ve geçip giden zamanlar. Yüksek lisans öğrencisiyim, ama kendimi öğrenci olarak hissedemiyorum artık. Bütün zorluklarına rağmen, öğrencilik güzeldi...

13 Eylül 2013

DERİN BİR KONU

Ve çok derin bir konu... Sünni, Şii ve Alevi meselesi... Kendi fikirlerimden ibaret...

1- 21. YY.'da mezhep kavramının anlamını yitirdiği kanaatindeyim. Bilgi çağındayız. Ve Kur'an hükümleri ve Peygamber uygulamaları herkese açık. "Ben şu mezhebin gururlu bir üyesiyim." diye diretmenin anlamı yok! İlla bir mezhebe bağlı olacaksan, sus ve bu konu senle mezara kadar gizli kalsın.

2- Mezhep konusunda kimsenin damarına basmamak çok önemli. Örnek sinir cümleleri: " Sünniler Ehl-i Beyt'i sevmez ve Muaviye'ye değer verirler." veya "Aleviler namaz kılmaz ve saz çalıp eğlenirler." veya "Şiiler Halife Ömer'i sevmedikleri için zındıklığa yakın bir yerdedir." gibi... İhtliaflı konularda susmak, susmak ve yine susmak gerek.

3- Alevilerin Müslüman olmadığını iddia etmek bence büyük vicdansızlık... Bunu iddia eden Sünniler cidden vicdansız... Aleviliğin illa ki İslamiyet'ten farklı bir din olduğunu iddia eden Alevi kardeşler de var. Lütfen, acele karar vermeyin bu konuda... Düşünün, düşünün, tekrar tekrar düşününün...

4- Nusayriler... Bence kesinlikle Alevi değiller. Sünni kesim onları GULAT olarak tanımlıyor, ama ben susuyorum. Nusayriler kendini anlatmalı... Cidden gizli inançları var mı, yoksa efsane mi; emin değilim... Ama Alevi olmadıkları kesin. Doğu Akdeniz'de çok sayıda Arap asıllı Nusayri vatandaşımız olduğunu unutmamak gerek? Cidden Nusayrilik hakkında çok efsane var.

5- Cami ve Cem evi birliği deniyor. Peki camiler bir mi? Sünni ve Caferi camileri bile ayrı çoğu coğrafyada. Peki bir olmak mümkün mü ve bir olmak asimilasyon mu? Niyetinize bağlı... Samimi olarak birlik olabilir ve bu asimilasyon olmak zorunda değil. Yani aynı bahçenin içinde bu kültüre ait ibadethaneler olsa ve saygıyla herkes ibadetini etse, ne güzel olmaz mı?

6- Gelelim Diyanet'e... Cem evleri de elbette devlet tarafından desteklenmeli. Yani dedelerin maaşı ve cem evlerinin ihtiyaçları ve yeni cem evleri açılması için devlet desteği zorunlu. Aynı şey camiler için de geçerli. Devlet desteği ne zaman mı gereksiz olur? İbadethaneler kendilerine ait vakfa sahip olur ve vakıf kira, bağış gibi düzenli desteğe sahip olur... İşte o zaman...