17 Mayıs 2009

Eskilerden 21...KADİM DOSTLARIM BİRİNCİ BÖLÜM: TELEVİZYONUM

Üç tane kadim dostum var: Kitaplarım, Bilgisayarım ve Televizyonum. Bu yazımda Televizyonumdan söz etmek istiyorum. Daha sonraki yazılarımda da diğer kadim dostlarımdan bahsedeceğim. Kadim dost denince insan durmalı ve düşünmeli, çünkü kadim dost asla yalnız bırakmaz ve size ihanet etmez. İnsandan olan dost bırakabilir ve bunun örnekleri hepimizin hayatında vardır; çünkü insanoğlunun mayasında iyilik kadar kötülük de vardır. Bu yüzden en iyi dostlarımızdan bile ihanet görebiliriz, en sevdiğimiz bile bizi ansızın yalnız bırakabilir. Ama ya cansız kadim dostlarımız? İşte, cansız görünen kadim dostlar bizi asla yalnız bırakmazlar. Sadece ve sadece biz onları terk etme imkânına sahibizdir.

Kimileri televizyon denilen kişiyi durmadan eleştirir, ama o dünyanın en tatlı dostlarından biridir. Bize ne güzellikler sunar; ama kimisi onu anlayamaz veya kullanmayı bilmez. O bir şahanedir; ama magazin programları gibi saçmalıkları yayınlayan ve seyreden bahtsızlar da amma da çoktur. Kullanmayı bilmeyeni uyuşturmakta üstüne yoktur, ama eğer akıllı iseniz size hep faydalıdır. İzninizle onun bana sunduğu hediyelerden biraz bahsedeyim. Hayatımda hiç yurtdışına çıkamadım; ama onun sayesinde hissettim diğer kıtaları, ülkeleri, medeniyetleri ve insanları. Zenci Türkler onun sayesinde tanıdı mükemmellikleri, medeniyetleri. Kendi dünyamızda yaşamaya mecbur kılındık; ama demokrasi, insanca yaşama, insan hakları gibi hakları o kulağımıza fısıldadı. Milyonlar tatil yapma imkânına sahip olamadı; ama onun sayesinde gördüler güzelim tabiatı, denizleri, başka ülkeleri. O gözümüz oldu ve bu sayede sanal da olsa temaşa eyledik ulaşamadığımız güzellikleri. Dizilerimiz oldu ve sımsıcak hisleri yaşadık doyasıya. “Süper Baba”, “Ekmek Teknesi”, “Aile Bağları”, “Kadir Şinas”, “Çiçek Taksi” gibi diziler sayesinde kalbimiz ısındı; “Deli Yürek”, “Kurtlar Vadisi” gibi diziler sayesinde isyan ettik ve öcümüzü aldık; “Yağmurdan Sonra”, “Beşinci Boyut” gibi dizilerle derinden düşündük… Kemal Sunal, Şener Şen, Halit Akçatepe, Tarık Akan gibi ustaların filmlerinden bahsetmek haddim değildir; ama televizyon sayesinde “Yeşilçam” bize yakın oldu. Belgeseller, tartışma programları, filmler ve diziler kim tarafından bize hediye edildi, unutmamak gerek.

Sözü fazla uzatmaya gerek yok. Kimi densizler devamlı televizyon seyretmeyi eleştirip kendilerini entel gösterme derdindeler; ama siz onlara aldırmayın. Kumanda elimizde değil mi zaten? Magazin gibi saçmalık çıktığında hemen kanal değiştirirsiniz ve sorun kökünden çözülür. Bu sihirli kutuya kızmak abesle iştigaldir. Azcık akıllı davranıp doğru programlar seyretmek biz bağlıdır. Her kim televizyonu icat ettiyse ellerine sağlık demek gerek Vesselam.

14.09.07

Hiç yorum yok: