12 Mayıs 2010

MECBURİ ARA

Yazmak istediğim çok konu var, ama Haziran ortalarına kadar mecburen ara veriyorum.
Neden mi?
Terfi sınavı yaklaşıyor.
İster istemez "Joseph, Joseph" sesleri evreni sarıyor:)

Terfiden sonra mı?
İnşallah aksilik çıkmaz da...
- TİDE üyeliği
- CIA için başvuru... Çok pahalı, ama gerek. CIA derken Amerikan istihbaratı hafiyeliği değil... Certified Internal Auditor, yani Uluslararası İç Denetçi Sertifikası...
- TOEFL IBT... Bu zamana kadar TOEFL almadığım için utanıyorum, ama gecikmelere "DUR!" diyemedim.
- QBASIC ve devamında programlama dilleri???
( Bilgisayar dünyasına uzmanca adım atış mı? )

Birçok konuda adım atmak için kendime zihni bir engel oluşturdum: Haziran 2010... Eski benden kurtulduğum zaman olmasını tasarladım. Eski ben mi? Hayır, asla kötü değil... Yeni ben mi? Daha rasyonel, kurgucu ve gerçekçi... Bekleyenlerden değil, elde edenlerden olmak istiyorum...

Çok eski dostum olan kitap okuma sevdasına yeniden kavuştum. Bir ara eski dostumun semtine uğrayamıyordum, ama gururumu kırdım ve eski dostumu ziyaret ettim. Terfi sınavından sonra bol bol kitap okumak istiyorum. Hangi konular hakkında mı? Uzunca bir süre Devlet-i Aliyye Osmanlı ve Mustafa Kemal/Cumhuriyet Tarihi hakkında okumak istiyorum. Garip gelmesin. Ben geçmişiyle barışık bir insanım. Hem Osmanlı Devleti'ni severim, hem de Mustafa Kemal'i. Yahya Kemal'in dediği gibi kökü mazide olan atiyim. Türk tarihini bütün yönleriyle kucaklarım, ama çağdaş dünyanın gerçeklerinden de kopmam. Başlangıç kitabı mı? Hafta sonu Kayseri'de Üstat Necip Fazıl'ın "ULU HAKAN" adlı kitabını satın aldım. Nasıl ki Mustafa Kemal'i seviyorsam, Sultan İkinci Abdülhamid'i de aynı ölçüde seviyorum. Elbette herkesi sevmek zorunda değilim. Örnek mi? Allah taksiratını affetsin, ama İsmet İnönü'yü hiç sevmiyorum. Atatürk'ün Osmanlı ile ilgili son derece olumsuz fikirlerini gündeme getirebilirsiniz. Siyasettir efendim, siyaset... Atatürk bir siyasetçi değil miydi? Halkın eskiye olan özlemi azaltılmalıydı. Bu sebepten dolayı Atatürk döneminde Osmanlı hakkında menfi düşünceler desteklendi. Sözün özü: Osmanlı tarihi ve padişahları, Mustafa Kemal, Kazım Karabekir, Fevzi Çakmak ve Jön Türkler hakkında okumak istiyorum.



Kimse ömründen günlerin akmasını istemez, ama Mayıs 2010 ve Haziran 2010'nun ilk haftası kazasız belasız akıp gitmeli... Beni bunaltan bu süreçten kurtulmak ve hayata yeniden merhaba demek istiyorum. Sırtımdaki yükün iyice ağırlaştığını hissediyorum. En iyi şekilde önümüzdeki birkaç hafta tükensin. Bu sıralar sürekli gerginim ve öfkeliyim. Böylesine öfkeliyim ve hiç kimsenin en ufak nazını bile çekmek istemiyorum. Hayata yeniden merhaba demek mi? Elbette bu hayatta her şey yarım olmak zorundadır, ama birçok noktada dar alanda paslaşmalardan kurtulacağıma inanıyorum . Hayata yeniden merhaba demek... Issız bir adada, güneşli bir havada uyanmak ve güneşe karşı gülümsemek gibi... Elbette dağlar gibi vakur, sert, dingin, ıssız, ketum ve emin... Artık birçok şeyi hiç umursamamayı öğreniyorum. İnsanın içinde bin tane ruh ve kainatta sonsuz güzellikler... Güçlüyüm, aciz değilim ve inatçıyım... Hayata yeniden merhaba demek...

Haziran ayında görüşmek üzere...

Hiç yorum yok: