14 Nisan 2010

NÜKLEER ENERJİDEN İÇ DÜNYAMA

Nükleer enerji konusuna kısaca değinmek istiyorum. Çevreci geçinenler hakarete başlayabilir, ama ben kulaklarımı kapadım. Çevreci dostlar diyorlar: "Hidro elektrik, rüzgar enerjisi ve jeotermal gibi seçenekler yeter!". Efendim, enerji çeşitliliğine ben de taraftarım, ama yetemezler. Masum göründüklerine de bakmayın. Bir HES masum olabilir mi? HES yapıyorsunuz ve güzelim ormanlar, vadiler vb su altında kalıyor. Efendim, nükleer enerji kirli enerjiymiş. Efendim, temiz enerji diye bir şey yoktur. Enerjinin bütün türleri az çok bize, canlılara ve çevreye zarar verir. Tamam, Karadeniz'de çok zengin enerji kaynakları olduğu söyleniyor, ama bugünümüze bakalım. Ülkemin kullandığı doğal gazın yaklaşık % 6o'ı nereden temin ediliyor? Rusya'dan, eski adıyla Moskof'tan. Klişeleriniz vardı: "Ayıdan post, Moskof'tan dost olmaz." ve "Koministler Moskova'ya!". Hani, ne oldu ve şimdi dolarlarınızı Moskova'ya aktarıyorsunuz.". Sizin çevreciliğiniz, Türklüğünüz bu mu?Heyhat, şaşarım size! Bu duruma kim sebep oldu? "MAVİ AKIM"ı hayata geçiren zihniyet... Mesut Yılmaz ve takım arkadaşlarını bir defa daha kutluyorum. Enerjide Rusya bağımlısı ve taraftarı bir zihniyet mi Türkiye sevdalısı? Rusya'nın en büyük korkusu ne? Bünyesindeki Türk ve Müslüman toplumların bağımsızlık elde etmesi. Bu korkusunu kim kurcalayabilir? Elbette Türkiye. Türkiye'yi nasıl frenleyebilir Rusya? Enerji kartıyla. Rusya özetle Türkiye'ye şunu söylüyor: "Turan hayaline kapılma. Kapılırsan, enerjini keserim.". Efendim, durum böyle, ama biz iç siyasetin saçma sapan konularıyla zamanı tüketiyoruz. Laik, muhafazakar, Türk, Kürt, Sünni, Alevi, HSYK, katsayı sistemi vb derken kendimizi tüketiyoruz. Başka devletler dış siyasete odaklanmış, ama biz iç siyasetin saçma gündeminde boğulmuşuz. Nükleer enerjiye karşı çıkanlar da, eminim ki, iç siyasete odaklanan ve gözlerini dış dünyaya kapatan insanların arasında yaşıyorlar. Bu konuyu kapatacağım, ama Medyedev ve Putin'e helal olsun. Rusya'yı eski günlerine döndermek için derinden ve zekice hareket ediyorlar. Yıl 2010, ama biz daha "Türban" konusunu halledemedik. Yabancı bir bayan mini etek giyse veya türban taksa, bu durum beni ilgilendirmez ki. İsteyen mini etek giysin ve isteyen de türban taksın. "Nükleer Enerjiye Evet!"...

Bu adamları örnek alalım:



"Bir Kadın Bir Erkek"in ilk sekiz bölümü DVD'ye aktarılmış. Dün akşam 8'den sonra işten çıktım ve markete uğradım. Market nerede mi? Bursa'dayım ya. DVD'lerin arasında "Bir Kadın Bir Erkek" DVD'sini gördüm ve satın aldım. Bakalım, hafta sonu izlemeye başlayacağım. Demet Evgar'ı "Emret Komutanım" ve "Erkekler Ağlamaz" dizilerinden hatırlıyorum. Ya, "Erkekler Ağlamaz" ne güzel bir diziydi, ama ansızın yayından kaldırıldı.

Bir Kadın Bir Erkek:



Erkekler Ağlamaz:



Cuma akşamı, aksilik olmazsa, Bursa'dan ayrılmış olacağım. Birkaç saat sürecek uçak ve taksi yolculuğundan sonra evime varmayı umuyorum. Birkaç haftadır evimden uzağım ve otellerde kalıyorum. Evimde çay demlemeyi, sabah kahvaltısı yapmayı ve uyumayı özledim. Bursa çok güzel bir şehir, ama sonuçta yabancısıyım. Akşamları hava soğuk oluyor ve dışarıda fazla kalamıyorsunuz. Gündüzleri güneş insanı ısıtıyor, ama şube denetimini bırakıp da Bursa'yı dolaşmam abes olur. Fazla dolaşamasam da, Bursa'nın ve Bursalı kızların güzel olduğuna kanaat getirdim:)

Hiç yorum yok: