27 Mart 2010

SOSYOLOJİK GERÇEKMİŞ

Bana yapılan eleştirler üzerine açıklama yapmak zorunda kalıyorum. Efendim, yazdıklarımda neden ülke gerçekleri yokmuş, cemiyeti ilgilendiren konulara vb neden değinmiyormuşum da... Ya, ben zaten şu ülkenin haline bakarken yananlardan, kendini tüketenlerden biri değil miyim? Kendimi bildim bileli ülkem için, insanım için tasalandım ve üzüldüm, ama artık inanmıyorum çoğu şeye. Bu cemiyet adam olmaz, benim insanım haysiyetli yaşayamaz. Delil mi istiyorsunuz? Şu ülkede günde kaç cinayet işleniyor, rüşvet pastasının büyüklüğü nedir ve kamu görevlilerinin yüzde kaçı rüşvet alıyor, polise intikal edemeyen tecavüz vakaları ne kadardır, kaç bin tane asker genliğinin baharında şehit edilmiştir, bunları anlatın bana. Şu ülkenin çoğu yerinde belli bir saatten sonra dışarı çıkamazsınız; çünkü canınızı veya malınızı alırlar. Şu ülkede kaç milyon katil, hırsız, rüşvet alan, dalkavuk, hain, tecavüzcü vardır, söyleyin bana. İşte, kokuşmuş bir toplum ve sosyolojik gerçeklerden nefret eden ben...



İnsani değerlerinden kopuk, sevginin değerini bilemeyen, menfaati için yalan söyleyen, temiz görünümlü olmasına rağmen şeytanla arkadaş olan, kalp kırmaktan çekinmeyen bütün insanlardan nefret ediyorum. Ya bu toplum adam olacak, ya da bu nefret beni yakacak. Ama bilirim ki hainler, vatan hainleri, hırsızlar, adiler ve yalancılar bu ülkeden ve bu dünyadan asla ayrılmayacaklar. Evet, bu nefret korkarım ki beni yakacak. Peki, ben bu dünyaya yanmaya mı geldim? Hayır, milyon defa hayır. Adi insanların yükünü sırtımda taşımak istemiyorum. Ama bizi hamal yaptılar. Pislikler, hainler, vatan hainleri, şerefsizler huzurla nefes alır, ama nice yürekse yanar, kendini yakar. Hainlerden nefret ediyorum, ama nefretimin beni yakmasını da istemiyorum. Sessizliğe bürünmeye ve kendi evimi temiz tutmaya karar verdim. Bu doğru mu? Hayır, asla doğru değil; çünkü sadece kendi çevresini aydınlatan bir mum gibiyim. Önemli olan güneş gibi olabilmek ve nice çehreleri aydınlatabilmek, ama artık dayanamıyorum, sabredemiyorum. Demek ki irademin hakkını veremiyorum, ama cemiyetin yüklerinin sırtıma yüklenmesinden bıktım, usandım. İçimden ne mi geçiyor? Bütün hainleri, vatan hainlerini, hırsızları, rüşvet alanları ve verenleri, katilleri, tecavüzcüleri, şerefsizleri şu ülkeden kovmak... Mümkün mü? Hayır, değil. Elimden gelen budur. Kendi evimi süpürüyorum ve sadece kendi çevresini aydınlatan bir mum gibiyim.

Bu toplum hiç mi adam olmayacak? Evet, bu cemiyet adam olmayacak. Neden mi? İnsanların kalbinden vicdan duygusunu alırsanız, eğitim sisteminiz yüreklere inemezse, devletiniz adaleti sağlayamazsa, adalet sisteminiz salt cezaya yönelmişse ve suçluların vicdan kazanmasını amaçlamazsa, insanların zihninde ölüm ve hesap günü kavramları yoksa; nasıl olacak da ıslah edeceksiniz bu toplumu, bilmiyorum. Bu konu hakkında fikrim çok kanıyor, ama yaftalanmak istemiyorum. Vatan hainleri kollarını sallayaraktan sokaklarda dolaşır, ama fikrim biraz sivrilse ve bir yerlere laf sokmaya başlasam, emin olun ki peşime hafiye takarlar. Vesselam.

Hiç yorum yok: