17 Mayıs 2009

Eskilerden 12...ÇAY ve KAHVE SEVDASI

Çay ve kahve üzerine dokundurmak istiyorum. Garipsemeyin. İki sevgili dostum üzerine kısacık yazacağım sadece. Onlar kadar insanı rahatlatan, insana huzur veren kaç şey vardır. İlk tutkum çaya karşı oluştu. Demledikçe demledim ve mutlu oldum. Kendime ait farklı çaylarım olurdu ve bu çayları odamda saklardım. Evdeki diğer insanların bana ait çayları tüketmesinden hoşlanmazdım. Daha sonra bu bencilliğimden koptum ve çaylarım herkesin kullanımına açık hale geldi. Daha sonra da kahve tutkunu haline döndüm. Ne yazık ki Türk kahvesinden bahsetmiyorum. Türk kahvesi doyurucu gelmiyor nedense. Küçücük bir fincana koyulan kahve bana yetmiyor.

Canım sıkıldığı zaman çay veya kahve içiyorum ve kendime geliyorum. Sanki bu iki sevimli varlığa kişilik verdim ve aramızda sıkı bir dostluk oluştu. Çay veya kahve tutkusu olmayn insanları yadırgadığımı da belirtmeliyim. Bir insan nasıl olurda çaya ve kahveye aşık olmaz, bilemiyorum.

Suyu iyice kaynatacaksın, sade ve bergamot aromalı çayı karıştıracaksın ve demlemeye bırakacaksın. Buram buram kokan o çayı içmemek elde mi? Hele kahve...Kahvenin o kokusu, acımtırak tadı insanı mahvediyor.

Ömrümün son gününe kadar bu iki arkadaşı bırakmayacağım inşallah. Umarım öte dünyada da bu iki arkadaş olur da bu tiryakilikten kopmam.

19/07/2007

Hiç yorum yok: