28 Mart 2010

FİKİR HAMURU

Aytaç DURAK görevden alınmış. Hayret, oturduğu koltuğa çiviyle çakılmamış mıydı? Görevden alan Sayın Bakanı kutlamam mı gerek? Sorarlar ve yanıt talep ederler: "Sayın Bakan, sizin partinizden de belediye başkanı olmamış mıydı Aytaç DURAK?..". Siyaset böyle işte. Bu millete bir tane SÜLÜ yetmez ki... Bir Sülü gider, diğer Sülü gelir... Bir Aytaç DURAK gider, bin Aytaç DURAK gelir... Bunları yazıyorum diye sakın beni bir partinin taraftarı sanmayın! BÜTÜN SİYASİ PARTİLER AYNIDIR. Muhalefetteyken ideolojik ahkam keserler, ama iktidara gelince de cep doldurma dönemi başlar. BÜTÜN SİYASİ PARTİLER AYNIDIR ve SADECE MENFAATLER İÇİN VARDIRLAR. Siyaset yapmaya karşıyım ve asla ideolojik bir insan değilim, ama Süleyman DEMİREL'e hayran olmamak elde değildir. Kendisine kızsak da, kahretsek de, kıvraklığının ve kurnazlığının hakkını vermemiz gerekir. Geçmişte elde ettiği muazzam siyasi başarılarla yetinmiyor. Bir ayağı çukurda, ama eminim ki fırsat kolluyor. Bu millete milyon tane DEMİREL gerekli:)Konu dağıldı, ama Aytaç DURAK için soruşturma yürüten Mülkiye Müfettişi Üstatları da mı kutlamak gerek? Hayır, sayın müfettişlere üstat demiyeceğim. Sorarlar: "Sayın müfettişler, bu zamana kadar nerelerde tatil yapıyordunuz?". Neyse, kurnazlığın simgesi Demirel'in bir resmini aşağıya ekliyorum. Belki özleyen vardır.



"Turan İslam" davası hakkında fikirlerimi soranlar oldu. Bu blog'ta siyasete girmek istemiyorum, ama "Turan İslam"ı pek mümkün göremiyorum. Çok geniş bir alana yayılmış Türk toplulukları, farklı devletler, farklı şiveler ve en önemlisi iktisadi/siyasi zayıflıklar... İsmail GASPIRALI'yı bilen var mı? Bilmiyorsanız, biraz araştıralım. Üstat ne demişti: " Dilde, fikirde, işte birlik!". Turan güzel bir hayal, ama hayallerle vakit kaybedemeyiz. Somut adımlar atmalıyız. Örnek: "Doğu Türkistan Uygur için Türkiye neler yapabilir?" sorusuna yanıt arayabiliriz. İsmail GASPIRALI'dan bahsetmiştim. Gaspıralı'yı daha yakından sağlamamıza yardım edebilecek güzel bir kitap yayınlanmış. Ben de alıp okuyacağım. Sanmayın ki "Turan" davasına laf atıyorum. Hayır, büyük hayallerle uğraşmak yerine somut adımlar atmamız gerektiğini düşünüyorum. Doğu Türkistan, Kafkasya gibi konulara çözüm aramalıyız, derim. Başka bir amacım yoktur.



Bu da Gaspıralı'nın resmidir:



Mustafa KARADENİZ'in "Şaka Şaka" programını seyreden var mı? Düzenli seyretmiyorum, ama bugün denk geldi. Internetten oldukça neşeli şakalarını indiriyorum. Kendisi gerçek anlamda bir güldürü ustası. Şakalarını zevkle seyrediyorum. Gülüşüm tam anlamıyla yarım da olsa, tebessüm etmeme ve kısık seslerle gülmeme neden oluyor.




Can sıkıntısı yine beni ziyaret etti. Zaten çok arsız bir konuk, çünkü hemen her gün beni ziyaret ediyor. Can sıkıntısından kurtulmamı sağlayacak ilaçları biliyorum, ama eczaneler öyle uzakta ki veya bana öyle uzak gözüküyor ki... Bu can sıkıntısı tam bir hastalıktır, çünkü insanı kendi çamurunda boğar. Bu arsız konuktan kurtulmak istiyorum ve zaman zaman kurtulabildiğim oldu, ama yine benim yanımda. Yan etkileri çok iğrenç can sıkıntısının. Yan etkileri mi? Evet, huzursuzluk ve baş ağrısı... Artık bu iğrenç konuktan sonsuza dek kurtulmak istiyorum. Ya ben bu can sıkıntısı illetinden kurtulacağım, ya da beynim patlayacak ve her yer vıcık vıcık beyin olacak.

Hiç yorum yok: