27 Kasım 2009

BAYRAM GECESİ BENDEN YANSIYANLAR

Kurban bayramının ilk gecesi. Müslümanların bayramı, ama dinimden mi kopmuşum veya zamanın gerisinde mi kalmışım ki bayram sevincine sahip değilim. Az önce kahvemi içtim, Türk Sanat Müziği dinliyorum ve gecenin geç saatlerine kadar uyumayı düşünmüyorum. Bayram namazına özellikle kalkmadım, çünkü yalnız başıma namaza gitmekten hoşlanmıyorum. Bayram sevinçleri tek başına yaşanmıyor işte. Çocukluğumun kalabalık bayramlarını özlüyorum işte. Cep telefonumu gün boyunca kapalı tuttum ve hiç kimseyle konuşmadım. Yarın akrabaları ve arkadaşları arayacağım. Bugün sadece televizyona baktım. Bilmiyorum, bugün bir başka gariptim.

Kendimi sorguluyorum bu sıralar; çünkü gereğinden fazla iyi ve hassas bir insanım. Birazcık kötü olabilmeyi başarabilmeliyim. İnsanların kötü olabileceğini unutuyorum çoğu zaman. Güveniyorum, bağlanıyorum, umuyorum, heyecanlanıyorum, ama sırtımdan vurulabileceğimi asla düşünmüyorum. Şu gölgelikte dinlenen garip bir yolcuyum ve zamanı geldiğinde çekip gideceğim. Bu dünya bana ait değil ve asla ait olmayacak. Ama insanlar bitmeyen bir hırsla dünyaya saldırıyorlar. Hey insanlar, bu dünyadan çekip gideceksiniz, ama farkında değilsiniz.

Yakın zamanda çok büyük bir haksızlığa uğradım. Güvendim, inandım, bağlandım, ama umulmaz bir kalleşlikle sırtımdan vuruldum. Bu yetmedi, etkileri devam etti ve suçlandım, hor görüldüm. Aynı yılanın deliğinden defalarca ısırıldım. Suç bende, ama ruh taşıyan bir varlığın böyle alçak olabileceğini asla düşünemedim. Yetmedi, kendi kanımdan insanlar tarafından hor görüldüm ve suçlandım. Ben ne zaman dünyaya çivi çakmayı umdum ki bana saldırıyorlar, beni suçluyorlar... Ama İLAHİ ADALET tecelli ettiği zaman nereye kaçacaklar... Hakkımı helal etmiyorum ve tüm varlığımla haykırıyorum: ZALİMLER İÇİN YAŞASIN CEHENNEM!..

Hiç yorum yok: