23 Mayıs 2012
21 Mayıs 2012
KIRIK BİR KEMAN ve ÖZGÜR ÇALIKUŞU
Kırık bir keman işte... Eski ama mağrur... Yıpranmış ama
hülyalı... Metruk bir bina, kırık bir keman ve kafesinde çalıkuşu ve bunların arasında bir yolcu...
Ey yolcu, bina metruk olsa bile senin binan ve keman kırık olsa bile senin kemanın, ama kafesinde çalıkuşu sana ait değil...
Yolcu?.. Şu dünyada dinlenen garip bir yolcu ve zamanı geldiğinde çekip gidecek...
Kırık keman?.. Ruhun seslerine vekil... Hor kullanılmış ve yorgun, ama mağrur ve heybetli...
Metruk bina?.. Doğumdan ölüme, içinde bulunulan mekan, çevre ve hadiseler...
İşte, bütün bunların arasında sana sesleniliyor kafesinde huzur bulamayan çalıkuşu, kafesin kapağı açıldı ve kanatlan hürriyete... Bu metruk bina, kırık keman ve yolcu... Hepsi eski ve gösterişsiz, ama asla melun değil... Sen, kafesinde çalıkuşu ve dışarıda sayısı bilinmez avcılar ve hoyratlıklar... Haydi bırak kendini hürriyetin riyakar ve hoyrat iklimine...
Ey yolcu, bina metruk olsa bile senin binan ve keman kırık olsa bile senin kemanın, ama kafesinde çalıkuşu sana ait değil...
Yolcu?.. Şu dünyada dinlenen garip bir yolcu ve zamanı geldiğinde çekip gidecek...
Kırık keman?.. Ruhun seslerine vekil... Hor kullanılmış ve yorgun, ama mağrur ve heybetli...
Metruk bina?.. Doğumdan ölüme, içinde bulunulan mekan, çevre ve hadiseler...
İşte, bütün bunların arasında sana sesleniliyor kafesinde huzur bulamayan çalıkuşu, kafesin kapağı açıldı ve kanatlan hürriyete... Bu metruk bina, kırık keman ve yolcu... Hepsi eski ve gösterişsiz, ama asla melun değil... Sen, kafesinde çalıkuşu ve dışarıda sayısı bilinmez avcılar ve hoyratlıklar... Haydi bırak kendini hürriyetin riyakar ve hoyrat iklimine...
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)