"Turan İslam" davası hakkında fikirlerimi soranlar oldu. Bu blog'ta siyasete girmek istemiyorum, ama "Turan İslam"ı pek mümkün göremiyorum. Çok geniş bir alana yayılmış Türk toplulukları, farklı devletler, farklı şiveler ve en önemlisi iktisadi/siyasi zayıflıklar... İsmail GASPIRALI'yı bilen var mı? Bilmiyorsanız, biraz araştıralım. Üstat ne demişti: " Dilde, fikirde, işte birlik!". Turan güzel bir hayal, ama hayallerle vakit kaybedemeyiz. Somut adımlar atmalıyız. Örnek: "Doğu Türkistan Uygur için Türkiye neler yapabilir?" sorusuna yanıt arayabiliriz. İsmail GASPIRALI'dan bahsetmiştim. Gaspıralı'yı daha yakından sağlamamıza yardım edebilecek güzel bir kitap yayınlanmış. Ben de alıp okuyacağım. Sanmayın ki "Turan" davasına laf atıyorum. Hayır, büyük hayallerle uğraşmak yerine somut adımlar atmamız gerektiğini düşünüyorum. Doğu Türkistan, Kafkasya gibi konulara çözüm aramalıyız, derim. Başka bir amacım yoktur.

Bu da Gaspıralı'nın resmidir:

Mustafa KARADENİZ'in "Şaka Şaka" programını seyreden var mı? Düzenli seyretmiyorum, ama bugün denk geldi. Internetten oldukça neşeli şakalarını indiriyorum. Kendisi gerçek anlamda bir güldürü ustası. Şakalarını zevkle seyrediyorum. Gülüşüm tam anlamıyla yarım da olsa, tebessüm etmeme ve kısık seslerle gülmeme neden oluyor.

Can sıkıntısı yine beni ziyaret etti. Zaten çok arsız bir konuk, çünkü hemen her gün beni ziyaret ediyor. Can sıkıntısından kurtulmamı sağlayacak ilaçları biliyorum, ama eczaneler öyle uzakta ki veya bana öyle uzak gözüküyor ki... Bu can sıkıntısı tam bir hastalıktır, çünkü insanı kendi çamurunda boğar. Bu arsız konuktan kurtulmak istiyorum ve zaman zaman kurtulabildiğim oldu, ama yine benim yanımda. Yan etkileri çok iğrenç can sıkıntısının. Yan etkileri mi? Evet, huzursuzluk ve baş ağrısı... Artık bu iğrenç konuktan sonsuza dek kurtulmak istiyorum. Ya ben bu can sıkıntısı illetinden kurtulacağım, ya da beynim patlayacak ve her yer vıcık vıcık beyin olacak.

Hiç yorum yok:
Yorum Gönder