15 Şubat 2010

SÖZÜNDE DURAMAYAN ADAM İZMİR’DEN SELAM EDER

Yoldan geçen değil, sözünde duramayan adam… Bir daha yazmayacağıma dair söz vermiştim, ama iradenin hakkını vermezsen böyle olur. Çok sert görünen yüz ifademin ardında böylesine iradesiz bir hissiyat olmamalı. Zararım ancak kendimedir. Kendi halinde bir haykırışım sadece. Belki de yolun yarısını çoktan geçtim, ama yine de içimdeki vicdandan kurtulmayı başaramadım. Felsefeden kurtulmak ve daldan dala atlamak istiyorum. Daldan dala atlayarak kuşlar gibi özgür yaşayacağımdan değil. Sürekli kendimi tekrar ediyorum, ama aslında hayat sürekli tekrarlayan bir düş değil mi? İnsan, emel denizinde çırpındıkça çırpınır. Kimi şaşkın kıyıya çıkmayı başarır, ama kimi şaşkınsa da emel denizinde boğulup gider.

Bugün saat 6’da uyandım ve erkenden duş aldım. Saat 8 vapuruna yetişene kadar olan zamanı es geçelim. Saat 8 vapuruyla Bostanlı’dan Konak’a geçtim. İzmir’de açık, ama biraz rüzgârlı bir hava var. Vapurda denize ve martılara baktım. Ve yine vapurda elimi çok kötü yaktım. İşte, iflah olmaz bir adamım. Hava hafiften açıktı ya ve birazcık güneş doğmuştu ya. Elimi güneşe uzattım ve sanki canımın çıktığını sandım. Ben şaşkın şaşkın güneşe elimi uzattım, ama güneş yakmaz mı? Elim çok kötü yandı. Elimi sargılatmam gerek. İzmir, güzel İzmir, çirkin İzmir, yakan İzmir, üşüten İzmir… Elimi çok kötü yaktım ve elimden başlayan sızı kalbime doğru gidiyor. Ben üşüdüğüm için elimi güneşe uzattım, ama güneş elimle beraber benliğimi de küle döndürdü. Bu akşam, eğer hava bozmazsa, dışarıda yemek yiyeceğiz ve birazcık da Alsancak’ta hava alacağız. Aklımı bıraktım bir yerlere, ama bedenim diyardan diyara kendini atıyor işte. Dün akşam da eve geç geldim. İşten çıktıktan sonra arkadaşla buluştuk ve Konya pidesi yemeye gittik. Daha sonra Özsüt'te oturduk ve kahve içtik. Bostanlı'ya geldiğimde gece 11 olmak üzereydi. Gece 3 civarında yatağa girdim ve sabah 6'da kalktım. Bugün hava güneşli ve akşam umarım ki hava bozmaz. Cuma akşamına kadar İzmir'deyim. İzmir'e gelmem iyi oldu. İzmir'de kendime geldim biraz. Kafam öylesine bozuktu ki anlatamam. Bayağı bir dolaştım İzmir'de. Kendime geldim mi, hayır... Ama en azından biraz hava aldım ve dinlendim. Arkadaşla birlikte döneceğiz İzmir'den. Evimi ne kadar çok özledim. Haftaya keşke evimde olabilsem, ama mümkün değil. Seyyah oldum ve kendimden kaçıyorum. Önüme çıkıp beni durduran yok ki. Belki de kendimden kaçıyorum, ama artık kendimden kaçmak istemiyorum ki...

Hiç yorum yok: