23 Ekim 2024

YİNE "MONNA ROSA"

2024 de bitiyor. Bu yazdıklarımı belki kimse görmiyor. Ki Instagram ve Facebook varken, kim Blogger'da dolaşsın...

Monna Rosa, sen nasıl bir şiirsin böyle! Peki, kimi anlatmış merhum şair? Bu dünyaya gelmemiş bir melek mi, bir düş mü, bir gölge mi bu Monna Rosa?..




"Açma pencereni, perdeleri çek:
Monna Rosa, seni görmemeliyim.
Bir bakışın ölmem için yetecek;
Anla Monna Rosa, ben öteliyim...
Açma pencereni, perdeleri çek.

Zaman çabuk çabuk geçiyor Monna;
Saat on ikidir, söndü lambalar.
Uyu da turnalar gelsin rüyana,
Bakma tuhaf tuhaf göğe bu kadar;
Zaman çabuk çabuk geçiyor Monna."

22 Kasım 2022

GÖZLERİM AÇIK ve UYANIĞIM

Uyanığım, buradayım ve yenileniyorum... Yazıp yazmama arasında kararsız kaldım... Yazdıklarım dünya için bir anlam ifade etmese bile, yazarak rahatlayanlardanım. Eski yazılarımda şu an katılmadığım çok sayıda düşünce var, ama değişime kapalı bir kişi değilim. Evren değişiyor. Benim düşüncelerim neden sabit kalsın? 

Bugün Monna Rosa'yı dinleyip durdum. Uykum kaçınca, şiir dinlemek istedim. Monna Rosa sisler bulutlar arkasında bir kişi miydi, Sezai Karakoç üstada sorabilmek isterdim. Monna Rosa'nın sarışın değil de, koyu renk saçlı olduğunu düşünüyorum. Bilemeyiz, ama bir silüet ekleyip şiirden bir bölümle devam edelim.


Monna Rosa'dan...

"Kırgın kırgın bakma yüzüme Rosa:
Henüz dinlemedin benden türküler.
Benim aşkım uymaz öyle her saza,
En güzel şarkıyı bir kurşun söyler...
Kırgın kırgın bakma yüzüme Rosa.

Yağmurlardan sonra büyürmüş başak,
Meyvalar sabırla olgunlaşırmış.
Bir gün gözlerimin ta içine bak:
Anlarsın ölüler niçin yaşarmış,
Yağmurlardan sonra büyürmüş başak.

Artık inan bana muhacir kızı,
Dinle ve kabul et itirafımı.
Bir soğuk, bir garip, bir mavi sızı
Alev alev sardı her tarafımı,
Artık inan bana muhacir kızı."

14 Mart 2020

PİYONLAR ve OYUNUN SAHİBİ

Bütün namussuzlar ve ahlaksızlar toplansa... Hepsi ancak 1 piyon eder, ama zulme uğrayanların Rabbi o satranç tahtasının ve bütün taşların sahibidir.

Yanlış anlaşılmasın. "Öbür yüzüme de vur!" asla dememeli hiç kimse. Güç yetiremediğimizde o ahlaksız ve namussuzlar zümresine, "Sana sığındım." demeyi unutmamak gerekir.

7 Mart 2020

2020'DE GERİ DÖNDÜM

Yaklaşık 4 yıldır yazmıyordum. Yazsam ne olacak, ayrı bir konu. Yani yazanın, düşünenin ve sorgulayanın bir anlamı yok, ama evrene sesimi yolluyorum. Eğer Blogspot çökmezse, kıyamete kadar kalsın yazdıklarım. Çeşitli konularda yazmaya devam edeceğim. Şunu özellikle belirteyim: Geçmişte yazdıklarım bugünümü ASLA bağlamaz. İnsan tekamül etmeli ve düşünceler değişebilir.



Bu yazının asıl vurgusu şu satırlar olsun...

Adem Peygamberin ahlaksız torunlarının çoğu hayata meydan okur, ama bu ahmakların gözünü belalar açar. Hayat bir regresyon denklemi değildir. Elbette tedbir ve eylem ile hayatın çorbasına tuz eklenir, ama öyle bir nokta gelir ki... Allah çarpar.

10 Nisan 2016

YİNE YİNE İSTANBUL MANZARALARI

Bütün manzaralar kendi objektifimden...

















































     style="display:block"
     data-ad-client="ca-pub-5238274680702563"
     data-ad-slot="9628209029"
     data-ad-format="auto">

ESKİ BİR ARABA ve METRUK BİR İSKELE

Eski bir araba ve metruk bir iskele... Arabanın haline hüzünlendim. Zira bir zamanlar nasıl da değerliydi. Mersin'deki metruk iskele de bir o kadar güzel ve ürpertici. Yüzmeyle aram yok, ama sonuna kadar ilerledim. Resimler kendi objektifimden...